Küçük damarların inflamasyonu ile karakterize, özellikle alt

ekstremite

ekstremite: üye (uzuv)

lerde yerleşen tipik

palpabl purpura

Palpabl Purpura: Elle hissedilebilen purpura; deriden kabarık purpuralı papül
(Palpable Purpura)

lar görülen bir hastalık.

Etiyoloji

etiyoloji: 1. Etken, hastalık sebebi, neden, nedenler
2. Hastalık sebeplerini araştırıp inceleyen bilim dalı, neden bilimi
(Etyoloji)

de ilaçlar,

enfeksiyon

Enfeksiyon: Mikroorganizmaların varlığına karşı ortaya çıkan inflamatuar yanıt ya da steril konak dokusunda mikroorganizmaların invazyonunu gösteren durum.
(İnfection, İnfeksiyon)

lar,

malignite

malignite: Bir tümörün veya hastalığın malign olma durumu, kötücül hastalık
(Malignancy, Malignens, Malignensi, Malignity)

ler, sistemik inflamatuvar hastalıklar gibi çeşitli nedenler yer almaktadır. Ancak olguların bir kısmında neden saptanamamakta ve bu olgular idiyopatik olarak değerlendirilmektedir.

Klinikte özellikle alt

ekstremite

ekstremite: üye (uzuv)

lerde yerleşen

palpabl purpura

Palpabl Purpura: Elle hissedilebilen purpura; deriden kabarık purpuralı papül
(Palpable Purpura)

lar

tipik

tipik: özgün, olağan

bulgusudur.

Palpabl

palpabl: 1. Elle yapılan muayene ile hissedilen; hissedilir, dokunulabilir, dokunarak hissedilen, ele gelen.
2. Aşikar, açık, sarih.

purpura

Purpura: Kırmızı-mor renkli, 0.5 cm’den büyük, solmayan lezyon.

Neden: İntravasküler sorunlar, infeksiyon

dışında

nekroz

nekroz: bir veya daha fazla sayıda hücrenin, dokunun ya da organın geri dönüşemez şekilde hasar görmesi sonucu görülen patolojik ölüm
(Ölü Doku)

,

ülserasyon

ülserasyon: yaralaşma

,

vezikül

Vezikül: Deriden kabarık, sınırları keskin, yüzeysel, dermise kadar uzanmayan, seröz sıvı ile dolu olan çapı 1 cm’den küçük kesecik, torbacık, sulu kabarcık şeklinde lezyon
(Vesicle)

,

bül

Bül: Çapı 1 cm’den büyük olan vezikül.

,

nodül

Nodül: Çapı 1-2 cm arasında, deriden kabarık, sınırları keskin olan, lezyondur.

, livedo retikülaris gibi

lezyon

lezyon: doku bozukluğu, hastalık nedeniyle vücutta oluşan değişiklik, yara

lara da rastlanmaktadır. Sıklıkla

asemptomatik

asemptomatik: belirtisiz, belirtivermez

olarak izlenen

lezyon

lezyon: doku bozukluğu, hastalık nedeniyle vücutta oluşan değişiklik, yara

lara hassasiyet,

yangı

İnflamasyon: Tahriş, yaralanma veya infeksiyona karşı vücudun tepkisi
(İltihap, İltihaplanma, İnflammation, Yangı, İltahap)

hissi, kaşıntı eşlik edebilmektedir.

Lökositoklastik vaskülit

Lökositoklastik vaskülit: Küçük damarların inflamasyonu ile karakterize, özellikle alt ekstremitelerde yerleşen tipik palpabl purpuralar görülen bir hastalık.
(Hipersensitivite Vasküliti, Kutanöz Lökositoklastik Anjitis)

te görülen

palpabl purpura

Palpabl Purpura: Elle hissedilebilen purpura; deriden kabarık purpuralı papül
(Palpable Purpura)

.

Histopatolojik olarak kutanöz postkapiller

venül

venül: toplardamarcık

lerde

perivasküler

perivasküler: damar çevresi

nötrofilik

Nötrofilik: Optimum olarak nötr ya da nötre yakın pH 'larda gelişebilen.

infiltrat ile birlikte damar duvarında ve çevresinde fibrinoid depozitler, endotelyal şişme ve

eritrosit

Eritrosit: Kırmızı ve yuvarlak olması sebebiyle alyuvar olarak bilinen kan hücresi
(Alyuvar, Erythrocyte, Erythrocytes, Kırmızı Küre, Rbc, Red Blood Cell, Red Cell)

ekstravazasyon

ekstravazasyon: damarlardan dışarı ve çevre dokuya sızma
(Extravasation)

u izlenmektedir.

Kutanöz

lökositoklastik vaskülit

Lökositoklastik vaskülit: Küçük damarların inflamasyonu ile karakterize, özellikle alt ekstremitelerde yerleşen tipik palpabl purpuralar görülen bir hastalık.
(Hipersensitivite Vasküliti, Kutanöz Lökositoklastik Anjitis)

in genel olarak

prognoz

prognoz: öngörüm

u iyidir ve çoğunlukla kendi kendini sınırlayan tek bir atak şeklinde görülür. Bu yüzden tedavide öncelikli olarak yatak istirahati, bacak

elevasyon

elevasyon: 1.yükselme, yükseltme 2. kaldırma

u; kaşıntı için antihistaminlerin ve ağrı için

analjezik

Analjezik: (f) ağrı dindirici ilaç
(Ağrı Kesici, Analgesic, Pain Killer)

lerin verilmesi gibi

konservatif

konservatif: 1. koruyucu-kollayıcı 2. tutucu

yaklaşımlar önerilmektedir. Ancak bu tedavilerin hiçbiri hastalığın seyrini etkilemez.

Sistemik

sistemik: yaygın

steroid tedavisi muhtemelen kutanöz

lökositoklastik vaskülit

Lökositoklastik vaskülit: Küçük damarların inflamasyonu ile karakterize, özellikle alt ekstremitelerde yerleşen tipik palpabl purpuralar görülen bir hastalık.
(Hipersensitivite Vasküliti, Kutanöz Lökositoklastik Anjitis)

için en yaygın kullanılan ilaçtır. Ancak etkinliği

randomize

randomize: rastgele

prospektif

prospektif: ileriye dönük

çalışmalar ile henüz kanıtlanamamıştır.

Lökositoklastik vaskülit

Lökositoklastik vaskülit: Küçük damarların inflamasyonu ile karakterize, özellikle alt ekstremitelerde yerleşen tipik palpabl purpuralar görülen bir hastalık.
(Hipersensitivite Vasküliti, Kutanöz Lökositoklastik Anjitis)

tedavisinde 0.5-1 mg/kg/gün başlangıç dozu ile başarılı bir şekilde tedavi edilebildiğine dair çalışmalar mevcuttur.

Dapson ise antiinflamatuvar bir ilaç olup anti

nötrofilik

Nötrofilik: Optimum olarak nötr ya da nötre yakın pH 'larda gelişebilen.

etkiyle çeşitli

nötrofilik

Nötrofilik: Optimum olarak nötr ya da nötre yakın pH 'larda gelişebilen.

dermatozlarda ve vaskülitik hastalıklarda kullanılmaktadır. Kutanöz

lökositoklastik vaskülit

Lökositoklastik vaskülit: Küçük damarların inflamasyonu ile karakterize, özellikle alt ekstremitelerde yerleşen tipik palpabl purpuralar görülen bir hastalık.
(Hipersensitivite Vasküliti, Kutanöz Lökositoklastik Anjitis)

ve ürtikeryal vaskülitte de 100-200 mg/gün dozda etkili olduğunun gösterildiği birkaç adet vaka raporu vardır. Rekürren ya da kronik hastalıkta steroid yan etkilerini azaltan

immünsüpresif

immünsüpresif: immünite baskılayıcı; bağışıklık baskılayıcı
(İmmunosuppressive, İmmunosupresif, İmmünosupresif, İmmünosüpresif, İmmunsupresif)

ajanlar (azatiyopürin, mikofenolat mofetil, siklosporin) da tedaviye eklenebilir. Metotreksat özellikle

konnektif doku

konektif doku: bağ doku
(Bağ Doku, Bağdoku, Connective Tissue, Konnektif Doku)

hastalıkları ile ilişkili olgularda önerilmektedir.

İntravenöz

immünglobulin

İmmünoglobulin: Özel bir antijene cevap olarak meydana getirilen ve bağışıklıktan sorumlu olan glikoprotein yapısındaki antikorlardır.
(İmmünglobin, İmmünglobulin, İmmünglobülin, İmmünoglobin, İmmünoglobulin, İmmünoglobülin)

G ve

plazmaferez

Plazmaferez: Hastanın ya da gönüllü vericinin kan plazmasının, tıbbi bir cihazdan geçirilmek sureti ile diğer kan bileşenlerinden ayrıldığı ; plazmanın toplam plazma hacminin %15 inden daha azının değişim sıvısı kullanılmadan uzaklaştırıldığı bir işlemdir.

seçilmiş tedaviye dirençli olgularda önerilen diğer tedavi seçeneklerindendir.